Kitap Tanıtımı: MEHMET HAYATİ ÖZKAYA – P.K. 546



Tarihi anlatırken hep söylenir ya, kimileri tarihi yaşar,  kimileri tarihi yazar diye. “P. K. 546” işte tam da böyle bir kitap.  İdealist bir neslin,  neler yapabildiği satır satır anlatılmış. O dönemdeki tarihi hem yaşayıp,  hem kaleme alan yazar Mehmet Hayati Özkaya hâlen görevine devam eden bir edebiyat öğretmeni.  Kitabı okuyup,  sade bir dille yazıların kaleme alındığını gördüğünüzde yazarın mesleğine ne denli âşık olduğunu görebiliyorsunuz.

Mehmet Hayati Özkaya, Adana Kültür Derneği çevresinde gelişen ve Türkiye tarihinde bir döneme ışık tutan hatıralar demetini derleyip toparlamış ve P.K. 546 isimli posta kutusuna koyarak kutuyu açanlara okunması için emanet edilmiştir. Aslından bir biyografi yazısı niteliği taşıyan kitap Ötüken Neşriyat tarafından bu yazıların daha fazla kesime ulaşması için kitap olarak yayımlanmıştır. Kitabın ismi neden P. K. 546 diye merak edenler olacaktır elbette. “P. K. 546” Adana Kültür Derneği’nin Adana Büyük Postane ’de bulunan posta kutusunun adıdır aslında.  Kitabın kahramanlarından Abdi'nin tabiriyle P. K. 546 PTT’nin en haysiyetli, en şahsiyetli, en karakterli ve en şerefli posta kutusudur. Fakat yazar yıllar öncesinden içinde toplanan mektuplara atıf yaparak kitabını yazıyor. Kimler yok ki o satırlarda ilk şehitler,  ilk başkanlar,  kurulan dernekler... Aslında satırlar dava adamının isterse neleri yapabileceğini gösteriyor bizlere.  Azmetmeyi, okumayı, okutmayı, öğrenmeyi ve en önemlisi bilgiyi paylaşmanın güzelliklerini seriyor gözlerimizin önüne.  Yaşamanın,  yaşatmanın ve Galip Erdem’in satırlarıyla “kalabalıkların acıdığı” bade içenleri bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor.

Kitapta ana hatlarıyla yürekleri vatan ve millet aşkıyla yanıp tutuşan memleket sevdalılarının mücadelesi anlatılıyor. Eğitimci ve dava adamı sıfatlarını bünyesinde barındıran Necdet Özkaya’nın Adana'da bulunduğu yıllarda orada tüttürdüğü bir ocak olan Adana Kültür Derneği çevresinde gelişen olaylar bize kitabın ana konusunu oluşturuyor. Türkiye’nin ateş çemberi olarak nitelediği 1970-1980 döneminin anıları paylaşılıyor. Yazarın kendi ailesinden Türk milletinin var olma mücadelesine verdiği şehitler ve gazilerin çevresinde oluşan kitap, yazarın genç bir öğretmen olan ağabeyi Yavuz'un şehit edilmesiyle o yılları anlatıp, tarihe notlar düşüyor.

Adana Kültür Derneği bir devrin gelişmesinde öncü rol oynamış bir mekândır. Okunan, yazılan, tartışılan bir yer olması hasebiyle pek çok bilinçli insanın yetişmesine de kapı aralamıştır. Yazarımız bunu da vurgulamak isteyerek kitabını Adana Kültür Derneğinde yetişen şair Mehmet Ali Kalkan’ın “Gök Aradık Tuğlara” isimli şiiri ile bitirmektedir.

Yazarın kendi kitabı için yazdığı "Şimdi ya da birazdan bu “posta kutusu”nun kapağını usulca açarak adınıza postalanmış bu mektubu alıp okurken “memleket meselesi” deyip bir kutlu sefere çıkanların yaktığı ateşi ve bu ateşi söndürmemek için canla başla uğraşan fedakâr insanları hatırlayacaksınız. Hatta bu uğurda “batan güneşler” gibi serden geçenleri yâd edeceksiniz. Nefesiniz daralacak, yüreğiniz kabaracak belki de gözlerinizde damlalar birikecek ve siz, sessiz sedasız bir “Fatiha” okuyacak, sonra da “Allah cümlesine rahmet eylesin!” diyeceksiniz." satırları kitabın sizi nerelere sürükleyeceğinin en basit göstergesidir.

İyi okumalar.


Not: “P. K. 546” isimli kitap TÜRKAV Gaziantep Şubesi’nin Milli Kitap'a hediyesidir.

Yorumlar