Salon vagonunda yemek sofrası
başında iken trenimiz kalabalık bir istasyonda durdu, burada biraz
beklenecekti. Stalin Mehmet Ali'ye perdeleri indir, dedi. Mehmet Ali: "Yoldaş Stalin, bu da niçin?"
diye sordu. "Dışarıdakiler masamızı
görmesinler” dedi. "Görürlerse görsünler, ne olur ki?”.
"Yahu ne olur, sefalet ve
mahrumiyet içinde bulunan halk bizim bolluk içinde olduğumuzu görürse ihtilâl
olur, bilmez misin?” (Sayfa 59)
Bu anı Sebahattin Şimşir'in Doğu Yayınevi tarafından 2011 yılında
basılmış olan “Mehmet Emin Resulzâde: Hatıralar ve Kafkasya” isimli kitabında
yer alıyor. Buna benzer birçok anının bulunduğu kitap Azerbaycan Türkleri'nin
yetiştirdiği önemli devlet adamlarından Mehmet Emin Resulzâde'nin Azerbaycan ve
Kafkasya tarihine yaptığı katkıları anlatmaktadır. Resulzâde'nin hayatındaki
önemli kırılma noktalarından birisi de Stalin ile ilgili hatıralarını
yayınlamasıdır. Kitabın aktüelliğinin muhafaza edilmesi için tekrar basımı
gerçekleştirilmiştir.
Yazıların imlâsına müdahale edilmeden, orijinal hali korunarak
basılmaya çalışılan kitapta ayrı ayrı hatıra parçaları bir araya toplanmıştır.
İçeriğinde kendini çocuklu yaşlarda basın yayın faaliyetlerinin içinde bulan
Mehmet Emin Resulzâde'nin dergilere yazdığı yazılar da bulunmaktadır. Resulzâde'nin
bilinen ilk yazısı Tiflis'te Şark-î Rus gazetesinde “Bakû'den Mektup” başlığı
ile Rusçuluğa karşı Türkçü başkaldırının ilk izlerinin bulunduğu yazıdır. Bu
yazıda gençlerin ana dilinin Türkçe olmasına rağmen bozuk bir lisan ile de olsa
Rusça konuşmayı tercih ediyor olmalarını ayıplayan bir konu ele alınmıştır.
Kitabın içeriği resimler ile desteklenmiştir. Dört bölümden oluşan kitabın arka kapağı da
bizleri kitabın içeriğinde nelerin beklediğinin habercisi;
"İsimlerden biri Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal diğeri ise ilk müstakil Azerbaycan
Cumhuriyeti'nin kurucusu Mehmet Emin Resulzâde'dir.
Batı emperyalizminin
imparatorlukları tasfiye edip, Doğu'nun topyekûn
işgal ameliyesine giriştiği bir dönemde,
aklî olduğu kadar, tarihi
gerçeklerden hareketle, Batı'nın işgal yoluna yeni bir set çekilme güç ve
inancını göstererek, geleceğin dünyasında da "direnebileceği"
mesajını vermiş olmaları "Türk ve Doğu" hakları nezdinde ayrıcalıklı
kılmaya yeterlidir.
Ne var ki, Mehmet Emin Resulzâde'nin
kurduğu Cumhuriyete, o yılların siyasi ve sosyal şartlarıyla, bölgenin tarihten
getirdiği meseleler, o kadar talihli davranmamıştır. Devlet, I. Dünya Savaşı'nın
namütenahi şartları içinde yıkılacak,
yeniden doğmak için 70 yıllık Sovyet rejiminin yıkılmasını bekleyecektir.
Resulzâde, tarihi bir dönemeç
noktası olan Sovyet İhtilali yılları (1917) içinde kurduğu Cumhuriyetle, o
dönem tarihinin hem şahidi hem de faili olarak bir taraftan döneme ait hatıraları
ve Sovyet liderinin fikri portrelerini sunarken, diğer yandan dünyanın hala
çetin ve buhranlı bölgelerinden biri olan Kafkasya'ya ilişkin yapmış olduğu tespitler
ve tahlillerle günümüz Kafkasya’sının geleceğine de ışık tutmuştur. "
İyi okumalar dileriz.
Yorumlar
Yorum Gönder